Alerji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Alerji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Şubat 2020 Pazar

Alerji Genetik mi?

     Alerji ve alerjik hastalıkların gelişiminde ve çevresel faktörler birlikte etkili olmaktadır. Ailede alerjik hastalık olması, kişide genetik yükü arttırır ve alerjik hastalıkların gelişmesinde önemli bir risk faktörü olarak karşımıza çıkar. Hastalığın annede olması, çocukta ortaya çıkması için bir risk faktörüdür. Her iki ebeveynde alerjik hastalık olması halinde bu hastalıkların çocuklarda görülme riski daha çok artar. Genetik yatkınlıktan bağımsız olarak hastalık ailede olmasa bile ilk kez ortaya çıkabilmektedir. Bu da multifaktöriyel özellikleri ortaya koyar. Tam tersi olarak ailede alerjik hastalık çok fazla yer almasına rağmen kişide alerjik hastalıklar ömrü boyunca görülmeyebilir. Ancak görülme olasılığı yüksektir.
     Alerjik hastalıkların endüstrileşme ile başlayan yaşam şartlarımızın değişmesi ve refah düzeyimizin artması sıklığı artmıştır. Bu durumu genetikle tek başına açıklayamadığımız gibi , genetik yatkınlığın çevresel faktörlerle etkileşimine bağlayabiliriz. . Beslenme alışkanlıklarımız, kentsel yaşama dönüş, hava kirliliği, sigara dumanına maruziyet, sık antibiyotik kullanımı genetik olarak yatkın kişilerde alerjik hastalıkların gelişimini kolaylaştırabilmektedir. Alerjik hastalıklar tek bir faktöre bağlı olarak gelişmeyen genetik faktörlerin yanında çevresel faktörlerin etkisi ile karmaşık bir süreç sonucunda ortaya çıkar.





     Yapılan ikiz çalışmalarında birinci derece akrabada alerjik hastalığın var olması kişideki riski 3 kat arttırmaktadır. Aile öyküsünün olması hastalığın prognozunu yani seyrini de etkiler.
Alerjik hastalıklar çok geniş spektrumlu bir hastalık grubudur. Astımı bu grubu temsil eden bir hastalık olarak ele alırsak, GWAS ve bağlantı analizi çalışmalarında astım gibi alerjik hastalıklardan tek başlarına olmamakla birlikte rol alan yatkınlık genleri ve genetik değişiklikler saptanmıştır. Bunlardan bazıları:
ASRT, ASRT1, PTGDR, ASRT2, GPRA, ASRT3, ASRT4, ASRT5, IRAK3, ASRT6, ORMDL3, ASRT7, CHI3L1, ASRT8, HNMT, ADRB2, HNMT, MUC7, IL13, SCGB3A2, ADRB2, HLA-G, TNF, PLA2G7, ALOX5, CCL11, IL13
Bu genler yatkınlık genleridir. Bilimsel araştırmalarla ortaya konmuştur. Bu genlere bakılarak kişideki alerjik hastalık tespit edilemez ya da tedaviye yön verilemez. Alerjisi olan kişilere genetik test yapılmasının bir anlamı yok ancak bazı durumlar vardır ki klinik seyri şaşırtıcıdır, prognozu ilerleyicidir. 
     Hiperimmunglobulin E Sendromu gibi genetik sendromlar ileri alerjik hastalıklar grubunda yer alır ve genetik olarak tek bir gen mutasyonu sonucu ortaya çıkar. Bu olgularda immünolojik bulgular yanında tanıyı destekleyen farklı özellikler de olabilir. Sorumlu genler aşağıdaki gibidir.
STAT3-Otozomal dominant kalıtım (baskın) gösterir.
DOCK-Otozomal resesif kalıtım (çekinik) gösterir.
Hiper IgE sendromunun kesin tanısı bu genlerin genetik analizleri ile konur.

Sonuç olarak Alerjik Hastalıklar çok etkenlik genetik çevresel faktörlerin ortak etkisi ile ortaya çıkar.

COVID19 Yatkınlık Testi, IRF7, TLR3