Kanser Genetik mi? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kanser Genetik mi? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Mart 2020 Çarşamba

Likit Biyopsi, Kanser


             Kan, ayrıntılı moleküler analize duyarlı iki tip kanser türevi materyal içerir:
Sağlam tümör hücreleri (CTC'ler)  Serbest tümör DNA'sı (cfDNA; dolaşımdaki tümör DNA'sı veya ctDNA olarak da bilinir)Tümörler hacim olarak arttıkça, fagositlerin apoptotik ve nekrotik fragmanları ortadan kaldırma ve temizleme kapasitesi artar, bu da cfDNA'nın kan dolaşımına pasif olarak salınmasına yol açar. Tümörlerin kan dolaşımına geçmiş olan DNA'sının kandan analiz işlemine likit biyopsi denilmektedir. Bir diğer adıyla kandan kanser biyopsisidir. Tümör boyutuna ve vaskülaritesine bağlı olarak, dolaşımda salınan cfDNA miktarı plazmada bulunan tüm DNA'ların % 0.01 ila% 90'ı arasında değişebilir. Bu nedenle, likit biyopsiler, tümör dokusu elde etmek zorunda kalmadan tümör moleküler profillemesine invaziv olmayan bir yaklaşım sağlar. Likid biyopsi aşağıdaki nedenlerle yapılabilinir.

  •    Tümör varlığı için tarama;
  •    Terapi seçimi için (eşlik eden teşhis);
  •    Tedaviye yanıtı ve ilaç direncini izlemek;
  •   Cerrahi/rekürrens sonrası minimal rezidüel hastalığın saptanmasıCTC'lerin ve cfDNA'nın likit biyopsilerde izole edilmesiyle sağlanan moleküler analizler, kanser hastalarının ilk tanı ve tedavisinde farklı olaylarda farklı tedavi stratejilerini yönlendirmek için uygulanabilir. 

Likit Biyopsi
Likit Biyopsi

    Avantajlar

  • Mevcut yöntemlerle belirlenemeyecek kadar küçük tümörlerin tespit edilebilmesini sağlar.
  • Tümör belirteçlerinin tanımlanması için invaziv olmayan yöntemdir, biyopsi yapılamayan hastalar için bir alternatif olarak veya ilaç cevabını değerlendirmek için seçenektir.
  • Muhtemelen tümör biyopsisi ve analizinden daha az maliyetlidir.
  • CTC'lerin ve cfDNA'nın metastazlara neden olan mutasyonların tespitinde, intratümör heterojenliği gibi sorunları atlayarak, tümörün genomik manzarasının doğru bir görüntüsünü sağlar.
  • İlaç direnci ve tümör ilerlemesini değerlendirmek için tedavi sırasında seri örnekler elde edebilinir.
  • Tümör DNA'sında formaldehitle sabitlenmiş parafine gömülü (FFPE) bloklarda korunduğu doku biyopsisinin aksine, likit biyopsi ile DNA çapraz bağlanması meydana gelmez; böylece tümör DNA dizilemesini kolaylaştırır.

29 Şubat 2020 Cumartesi

Over Kanseri, Yumurtalık Kanseri Genetik mi?

Over kanseri (yumurtalık kanseri) hangi yaşta olursa olsun, aile öyküsünden bağımsız olarak genetik test yapılıp araştırılması gereken bir kanser türüdür. Ailede over kanseri varsa tüm aile üyeleri meme kanseri, over kanseri ve kolon kanseri açısından uyanık olmak zorundadırlar. Mümkünse öncelikle kanser olan kişi genetik olarak araştırılarak sorumlu genetik mutasyon bulunmalı ardından ailenin diğer üyeleri tıbbi genetik uzmanının uygun gördüğü şekilde mutasyon açısından taranmalıdır. Tarama sonucunda mutasyon pozitif bireyler ya yakından takip edilir, ya da alınabilir riskli organlar riski ortadan maksimum derecede kaldırmak için sağlıklı kişinin onayı ve uygunluğuyla alınabilinir. Ayrıca sorumlu mutasyonun sonraki kuşaklara geçmesi tüp bebek ve PGT (preimplantasyon genetik tanı) ile önlenebilir. Over kanserinin genetiğinden sorumlu birçok gen vardır, bir kısmı da henüz bilinmemektedir. Bilindiği kadarıyla over kanserinde ilk olarak araştırılması gereken iki ailesel kanser sendromu vardır.

Bunlar;

Lynch Sendromu: MLH1, MSH2, MLH3, MSH6, EPCAM, PMS2, TGFBR2 genlerindeki mutasyonların neden olduğu bir sendromdur. Otozomal dominant geçiş söz konusudur. Yani hastalık anne ve babadan gelen allellerin tek bir tanesindeki mutasyonla ortaya çıkar. Lynch sendromu kolon kanseri sendromudur. Ancak over kanseri de görülebilinir. Over kanserinde araştırılması gerekir. 

Ailesel Meme Over Kanser Sendromu: Meme ve over kanseri bu ailelerde çok yaygındır. BRCA1, BRCA2, RAD51D, RAD51C genleri sorumludur. En sık meme kanseriyle karşımıza çıkar. 
Bu sendromlar dışında OVCA1, OVCA2 genleri ve bir takım kromozomal değişiklikler over kanserinden ailesel olarak sorumlu tutulmaktadır.

Genetik neden ortaya konulmamış olsa da ailede over kanseri varsa kadın-erkek aile bireyleri kolon kanseri,pankreas, prostat vb. ve meme kanseri açısından takip edilmelidir. 
 
Sağlıklı Ovulasyon Sürecindeki Over

Tüm bunlar dışında sadece tümör dokusunda mevcut olan OPCML, PIK3CA, AKT1, CTNNB1, RRAS2, CDH1, ERBB2, PARK2 genlerine ait mutasyonlar mevcut olabilir. Tömör dokusundaki bu mutasyonların varlığı tedaviyi etkiler, kullanılan ilaçlar ve ömür boyu takip şekli açısından doktorlara fikir verir. Bu mutasyonlar somatik mutasyonlardır. Hastanın kanından alınıp bakılamaz ya da aile bireyleri somatik mutasyonlar açısından araştırılmaz. Aileyi korumak için bizim aradığımız mutasyonlar germ line mutasyonlardır. Yani doğuştan itibaren var olan ve kuşaktan kuşağa geçen mutasyonlardır.

Over kanseri olan kişi tedavi sürecini tamamladıktan sonra tüm kanser türleri açısından sıkı takibe alınır.

25 Şubat 2020 Salı

Akciğer Kanseri Genetik mi?


     Akciğer kanseri; tüm dünyada kanser ölümlerinde birinci sırada yer alan kanser nedenidir. Erkeklerde kanser ölümlerinin %33’ünden, ölümlerin ise %8’inden, erkeklerde kanserlerin %16’sından, kadınlarda kanser ölümlerinin %25’inden sorumludur. 

     Akciğer kanseri; genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol oynadığı poligenik multifaktöriyel bir hastalıktır. Birçok farklı genetik değişiklik aile kalıtımıyla bir araya gelir, sigara gibi dış faktörlerinde devreye girmesiyle kanser ortaya çıkar. Sıklığı ve mortalitesi (ölüm oranı) yüksek olan bir kanser türüdür. En önemli etiyolojik faktör sigaradır. Ailesinde Akciğer kanseri olan biri sigara içmemelidir. Akciğer kanseri erkeklerde %85, kadınlarda %70’i sigaraya bağlı olarak gelişmektedir. Ancak sigara içenlerin %20’sinden azında akciğer kanseri gelişir. İleri yaş, erkek cinsiyet, siyah ırk, beta-karotenden fakir beslenme, iyonize radyasyon, asbest, arsenik, vinilklorid, geçirilmiş akciğer enfeksiyonlarına bağlı skar zemininin varlığı ve genetik faktörler etiyolojide yer alan nedenlerden bazılarıdır. (bkz. kanser genetik mi?)
     
     Akciğer kanserli kişilerin ailelerinde akciğer kanseri ve GİS-gastrointestinal sistem kanserleri anlamlı derecede yüksektir. Akciğer ve/veya GİS malignitesi tanısı alan hastaların aile bireyleri sigara kesinlikle kullanmamalıdır. Yapılan araştırmalarda 18q21, 9p21, 17q, 11q23, 14q11 gibi kromozomal bölgeler Akciğer kanserli hastalarda delesyonlu olarak tespit edilmiştir.  
Akciğer Kanseri

     
     Ailede akciğer kanseri varsa risk net olarak ifade edilememekle birlikte diğer aile bireyleri için artmıştır. Birinci derece akrabaların riski 3 kat artmaktadır. Sigara içenler ise kanser risklerini %30 arttırmaktadırlar. Özellikle sigaradan bağımsız gelişen adenokarsinomun ailesel yatkınlığı daha belirgindir. Sigaraya bağımlı akciğer kanserinde kanser olan kişinin yaşı aile bireyleri açısından genetik yatkınlık için önemlidir. Kanser olan kişinin yaşı ne kadar gençse genetik  alt yapı o kadar fazladır.

     Akciğer kanserinden sorumlu ve anne-babadan çocuğa direkt %50 ihtimalle geçiş gösteren 2 gen bilinmektedir. Bunlar p53 ve EGFR genleridir. Bu genler üzerinde germline mutasyon taşıyanlar yani anne karnından itibaren mutasyonu tüm hücrelerinde barındıran olgular,  akciğer kanseri riskini çok yüksek oranda taşırlar. Bu kişilerde taşıdıkları mutasyon saptandıktan sonra erken tanı açısından diğer kanser türlerinin gelişme ihtimalleri yakından takip edilir. Yine mutasyonu olan kişilerin birinci derece akrabalarında genetik danışma ile mutasyonun varlığı araştırılır. Mutasyon varlığında henüz kansere yakalanmamış mutasyonlu kişiler takibe alınır. Gebelik planladıklarında tüp bebek ve PGT ile mutasyonsuz embriyo ile sağlıklı çocuk sahibi olabilirler. 
     Ayrıca Akciğer Kanseri olan olguların tümör dokularında somatik mutasyon dediğimiz, kanser dokusunun sadece kendisinde yer alan mutasyon tipleriyle evrelendirme, hastalığı gidişat bilgisi, tedavi hakkında bilgi sahibi olunabilinir. Somatik mutasyon görülen genlerin içinde EGFR, P53, EGFR, KRAS, BRAF, ERBB2, MET, STK11, PIK3CA, PARK2, EGFR, ERBB2, MET, PIK3CA, NKX2-1, DOK2, ALK/EML4 füzyon geni, yer alır.  . ERCC6, LNCR2, CYP2A6, CASP8 genlerindeki birtakım değişikliklerin akciğer kanserine yatkınlığa neden olduğu bilinmektedir. MPO genindeki polimorfizmler özellikle sigara içenlerde akciğer kanseri riskini arttırmaktadır.  

14 Ekim 2018 Pazar

Kanser Genetik mi?

            Her türlü kanser türünün altında genetik nedenler yatar. Yani hiçbir hastaya "seninki genetik değil" denemez. Hepimiz bir şekilde yaşamımız boyunca maruz kaldığımız birçok dış faktör (sigara, stres,  mesleki maruziyet vb) ve aileden aldığımız birçok genetik değişikliğin bir araya gelmesiyle başka bir hastalık vb nedeniyle hayatımızı kaybetmezsek, belli bir yaştan sonra çok büyük bir ihtimalle bir kanser türünü yaşayacağız. Örneğin bazı aileler genetik olarak kolon kanserine yatkındır, bu ailenin bir ferdi yaşamı boyunca yediğine içtiğine dikkat etmez yıllar yılı kabızlık yaşar, üzerine stres sıkıntı eklenir, farkında olmadığımız bir sürü maruziyet içinde kalır ve belli bir yaştan sonra kolon kanseri olur. Bu ailenin sağlıklı ferdi kolon kanserine genetik olarak yatkındır. Ancak bu yatkınlık saydığım ve sayamadığım diğer faktörlerle bir araya gelmezse kolon kanseri olmaz. Ailemde kanser var "bende olur mu?" sorusunun cevabı "olmaz" olamaz. Hiçbir genetik test "kanser olmayacaksın" diyemez. Ailende kolon kanseri varsa barsak düzenine dikkat edeceksin. Akciğer kanseri varsa sigara içmeyeceksin, karaciğer kanseri varsa alkol almayacaksın. Tüm bu kurallara uysan da, bilimin çözemediği, farkında olmadığımız bütün dış faktörleri engelleyemeyeceğimizden riski ortadan kaldıramayız ancak örnek verdiğim kurallara uyarak en aza indirebiliriz. 
       Bazı durumlar vardır ki yaşanan kanserin nedeni birçok genetik değişikliğin bir araya gelmesinden ziyade genetik tek bir mutasyondan (gen üzerindeki belirgin hata) kaynaklanır. Bu tek mutasyon kuşaktan kuşağa %50 oranında geçiş yapar ve çok yüksek yüzdelerle çeşitli kanser türlerine neden olabilir. Yirmili otuzlu yaşlarda meme kanseri, erkekte meme kanseri, çok nadir görünen kanser türleri, farklı kanser türlerinin aynı kişide olması, kolonda genç yaşta yüzlerce polip olması gibi beklenmedik, şaşırtıcı durumlar genellikle genetik mutasyonla karşımıza çıkar. Bu durumda ailenin diğer fertleri sıkı kontrole alınır, mutasyon öncelikle kanseri yaşayan kişide genetik testlerle araştırılır, mutasyon bulunursa, ailenin sağlıklı fertleri de bulunan bu mutasyon açısından araştırılır. Sağlıklı bir bireyde bu mutasyon varsa kişi ya erken tanı açısından yakından takip edilir ya da radikal bir şekilde korumaya alınır. Mutasyon en sık  meme kanserine neden oluyorsa sağlıklı kişinin memeleri koruyucu cerrahi yöntemlerle alınabilir. Bu süreç tabiki aile bireylerinin isteği dahilinde, yaşam tarzı, kar zarar oranları, organın yaşamsal boyutu göz önüne alınarak birden farklı branştaki hekimin onayı ve hastanın kararı ile gerçekleşir. Şunu da bilmek gerekir ki mutasyona sahip olan bireyler kesin kanser olacak diyemeyiz, ancak risk yazı tura gibi yüksek oranlarda olacağından mutlaka doktor kontrolünde olunmalıdır.



       Bir diğer durum ise çok fazla miktarda dış faktörlere maruz kalmaktır. Çernobil örneğinde olduğu gibi direkt radyoaktif maddeye maruz kalmak, mesleki nedenlerle aynı maddeyle yıllarca temas halinde olmak, asbest boyalı evlerde yıllarca yaşamak gibi durumlarda sağlam olan genlerimiz belli ilgili organlarımız üzerinde defekte uğrar ve kanser ortaya çıkar.
Görüldüğü gibi kanser genetiktir, dikkat edilmesi gereken nokta ne kadar genetik olduğudur. Genetik kısmını henüz değiştiremiyoruz, ancak değiştirebildiğimiz noktalara müdahale edebiliriz.

COVID19 Yatkınlık Testi, IRF7, TLR3