Diyabet Genetik mi? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Diyabet Genetik mi? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Şubat 2020 Çarşamba

Diyabet Genetik mi?

Diyabetes mellitus insülin eksikliği ve/veya insülin etkisinin yetersizliği ile karakterize, kronik metabolik bir hastalıktır. Hiperglisemi önemli bulgusudur. 

Tip1 Diyabet çocukluk dönemine, Tip2 Diyabet erişkin döneme spesifiktir. Her iki tip diyabetin patofizyolojisinde de bireydeki genetik alt yapıya eşlik eden çevresel faktörler rol oynar. Yani diyabet de birçok diğer hastalık gibi poligenik multifaktöriyel özelliğe sahiptir. Aileden gelen genetik yatkınlığımız çevresel faktörlerle birleştiğinde hastalık ortaya çıkar. Tip 1 diyabette çevresel etkenler tip 2 diyabette ise poligenik kalıtım daha ağır basar. Ailemizde tip1 diyabet de tip 2 diyabet de mevcutsa, bizim tip 2 ye yakalanma riskimiz daha yüksektir. Tip 1 riskimiz de mevcuttur ancak tip 2 genetik alt yapısı ağır basan grup olduğundan tip 2 açısından daha riskliyiz anlamına gelir. Poligenik diabetler (tip1-2) üzerine yapılan genetik çalışmalarda bir takım yatkınlık gen ve varyantları tespit edilmiştir. Ancak tanı ve tedavi açısından tespit edilen varyantlar yeterli ve tek başlarına anlamlı değillerdir. TCF7L2 geni üzerindeki varyantların Tip2 riskini arttırdığına yönelip çalışmalar mevcuttur. INS, CTLA4, PTPN22, IL2RA, HLA genleri üzerindeki bir takım varyantlar da Tip1 olgularında sıklıkla görülmüştür. Poligenik diabetin görülmesini arttıran önemli risk faktörlerinden biri de akraba evliliğidir.

Diabet çok farklı şekillerde sınıflandırılmaktadır. MODY dediğimiz insülinden bağımsız monogenik kaltımı olan diabet grubu son yılların araştırma konusudur. MODY tek bir gendeki tek bir mutasyondan kaynaklanan genetik testlerle aile içinde hastalığın takip edilebildiği bir gruptur. MODY dışında ek bulgularla seyreden bazı genetik sendromlarda da diabet görülebilir. Monogenik kelıtımlı diabet türleri diabetes mellitusun %2-5’ini oluşturur. Hastaların tip 1 ve tip 2 DM olarak yanlış tanı alabildiği monogenik diyabette, tedavinin altta yatan genetik etiyolojiye göre değişiyor olması, seyrek görülen hastalığın klinik önemini arttırır. 

Monogenik diyabette mutasyon saptanan genler, pankreasın embriyolojik gelişimi, beta hücre farklılaşması, insülin sentezi ve salınımı ile ilgili yolaklarda görevlidir. Aşağıda monogenik diabet tipleri, genleri, kalıtımı ve bazı genetik özelliklerine ait tablo yer almaktadır.

Diabet Türü

Gen

Kalıtım

Klinik

MODY1

HNF4A

Otozomal Resesif

MODY’nin %1’ini oluşturur. YD döneminde makrozomi hipoglisemi, adölesan dönemde hiperglisemi görülür.

MODY2

GCK

Otozomal Resesif

MODY’nin %20-30’unu oluşturur. Ilımlı hiperglisemi görülür.

MODY3

HNF1A

Otozomal Resesif

MODY’nin %50-60’ını oluşturur. On yaşından sonra klinik görülür. Glikozüri önemli bulgusudur.

MODY4

PDX1

Otozomal Resesif

MODY’nin %1’inden azını oluşturur. Erişkin dönemde bulgu verir.

MODY5

HNF1B

Otozomal Resesif

MODY’nin %5’ini oluşturur. Erişkin dönemde bulgu verir. Renal kistler, ailesel glomerulo-kistik böbrek hastalığı, atipik ailesel hiperürisemik nefropati, tek böbrek, atnalı böbrek, genital malformasyonlar, karaciğer fonksiyon bozuklukları, ekzokrin pankeas yetmezliği gibi bulgular da görülebilir. Tedavi de insüline ihtiyaç duyulur.

MODY6

NEUROD1

Otozomal Resesif

MODY’nin %1’inden azını oluşturur. Obezite eşlik eder. Homozigot mutasyonlar neonatal kalıcı diyabetes mellitus, serebellar hipoplazi, öğrenme güçlüğü, ciddi sensörionöral işitme kaybı, ciddi miyopi ve retinal distrofi ile seyreder.

MODY7

KLF11

Otozomal Resesif

MODY’nin %1’inden azını oluşturur. Bulgular erişkin dönemde görülür.

MODY8

CEL

Otozomal Resesif

MODY’nin %1’inden azını  oluşturur. Ekzokrin pankreas yetmezliği ve lipomatozis gözlenir.

MODY9

PAX4

Otozomal Resesif

MODY’nin %1’inden azını oluşturur. Ketoasidoza yatkınlık yaratan diyabet ile karakterizedir.

MODY10

INS

Otozomal Resesif

MODY’nin %1’inden azını oluşturur. Klinik çok değişkendir.

MODY11

BLK

Otozomal Resesif

MODY’nin %1’inden azını oluşturur. Obezite eşlik eder. Tip2 diabetle karışır.

MODY12

ABCC8

Otozomal Resesif

MODY’nin %1’inden azını oluşturur. Klinik bulgular HNF1A-MODY’e benzer ve sülfonilüre grubu ilaçlara yanıt çok iyidir.

MODY13

KCNJ11

Otozomal Resesif

MODY’nin %1’inden azını oluşturur. Klinik yaş aralığı çok geniştir.

Geçici Neonatal DM

PLAGL1

Otozomal Dominant

Neonatal diyabetlerin %60’ını oluşturur. Postnatal birinci haftada başlayan semptomlar çoğunlukla 12. haftaya kadar kendiliğinden düzelir. Umbilikal herni, büyük dil gibi bulgular görülebilir. Pubertal dönemde hastaların %50-60’ında kalıcı diyabet gelişir.

ZFP57

Otozomal Dominant

HYMAI

Otozomal Dominant

ABCC8

Otozomal Dominant

KCNJ11

Otozomal Dominant

Kalıcı Neonatal DM

ABCC8

Otozomal Dominant

Neonatal diyabetlerin %40’ını oluşturur. Postnatal beşinci haftada ya da yaşamın ilk altı ayı içinde herhangi bir dönemde de başlar. Hastaların doğum ağırlıkları intrauterin büyüme hormonu olarak görev yapan insülin eksikliğine bağlı olarak genellikle düşüktür.

Ek bulgu olarak epilepsi, gelişim geriliği görülebilir.

KCNJ11

Otozomal Dominant

INS

Otozomal Resesif

PDX1

Otozomal Resesif

EIF2AK

Otozomal Resesif

RFX6

Otozomal Resesif

PAX6

Otozomal Resesif

GCK

Otozomal Resesif

EIR3IP1

Otozomal Resesif

NGN3

Otozomal Resesif

NEUROD1

Otozomal Resesif

MNX1

Otozomal Resesif

MELAS

Mitokondriyal

Otozomal Resesif

Semptomlar 30-50 yaşlarında ortaya çıkar. Hastaların %70’inde sensörionöral işitme kaybı mevcuttur. Bazı hastalarda MELAS sendromuna (mitokondriyal ensefalomiyopati, laktik asidoz, inme-stroke benzeri epizodlar) neden olurken, diğerlerinde geç başlangıçlı diyabet ile bulgu verebilir.

Wolfram Sendromu

WFS1

Otozomal Resesif

Diyabetes mellitus, diyabetes insipitus, optik atrofi ve işitme kaybı ile karakterizedir

CISD2

Otozomal Resesif

Parsiyel Lipodistrofi

PPARG

Otozomal Resesif

Zayıf ve kaslı vücut görünümü, ciddi hipertrigliseridemi, hiperglisemi ve akantozis nigrikans ile seyreder. Ekstremite ve gluteal bölgede yağ dokusu kaybı gözlenirken, yüzde ve nukal bölgede artmış yağ depolanması saptanır.

LMNA

Otozomal Resesif

Jeneralize Lipodistrofi

BSCL2

Otozomal Resesif

Semptomlar doğumla başlar. Hastalarda yağ dokusunun jeneralize kaybı gözlenir. Dislipidemi, akantozis nigrikans, hirsutizm görülür.

AGPAT2

Otozomal Resesif

Tip A İnsülin Direnci

INSR

Otozomal Dominant

Kadınlarda obezite olmaksızın hirşütizm, hiperandrojenizm, polikistik overler ve diyabet ile Erkeklerde ise yirmi yaşından sonra başlayan tip 2 DM benzeri bir klinikle bulgu verir.

Rabson Mendelhall Sendromu

INSR

Otozomal Resesif

Ciddi insülin direnci ile birlikte büyüme geriliği, subkütanöz yağ dokusunda azalma, kas atrofisi, dental anomaliler, hirşutizm, polikistik overler, pineal hiperplazi görülebilir. Hipertelorizm, kısa burun, büyük ve düşük yerleşimli kulaklar gibi  dismorfik bulgular mevcuttur.

Donohue Sendromu

INSR

Otozomal Resesif

İntrauterin büyüme geriliği, akantozis nigrikans, açlık hipoglisemisi, postprandiyal hiperglisemi ve ciddi insülin direnci ile karakterizedir. Kalın dudaklar, düşük kulaklar, belirgin gözler hastalıkta görülen dismorfik bulgulardır. Prognoz kötüdür, hastalar bir yaşına kadar kaybedilir.

Diyabet Genetik mi?

COVID19 Yatkınlık Testi, IRF7, TLR3