Gen Terapisi Nedir? Somatik ve Germline Tedavi Yöntemleri, CAR-T ve Yeni Nesil Uygulamalar

Resim
Gen Terapisi: Genetik Hastalıkların Geleceğe Taşınan Umudu Gen terapisi , mutasyona uğramış genlerin düzeltilmesi veya fonksiyonel genlerin ilgili dokuya aktarılması yoluyla hastalıkların tedavi edilmesini hedefleyen deneysel bir biyoteknolojik yaklaşımdır. 2024 itibarıyla bazı gen tedavileri klinik uygulamalara geçmiş olsa da, çoğu hâlâ araştırma ve klinik deneme aşamasındadır. Başta kistik fibroz, Duchenne müsküler distrofi, hemofili, talasemi ve orak hücre anemisi gibi monogenik (tek gen hastalığı) bozukluklar olmak üzere, kanser ve viral enfeksiyonlar gibi edinsel hastalıklar da gen tedavisinin hedefi haline gelmiştir. Gen Terapisinin Temel Yöntemleri Gen tedavisinde yaygın olarak kullanılan yöntemlerden biri, rekombinant DNA teknolojisi ile oluşturulmuş genetik materyalin, bir vektör aracılığıyla hedef hücrelere taşınmasıdır. Bu vektörler sıklıkla modifiye edilmiş adenovirüs , lentivirüs , AAV (adeno-associated virus) gibi viral taşıyıcılardır. Alternatif olarak, plazmidler,...

Tekrarlayan Gebelik Kayıplarında Kromozomal Anomaliler

Gebeliklerin yaklaşık %10-20'si düşükle sonuçlanmaktadır. Bu düşüklerin nedenleri arasında anatomik, endokrinolojik, enfeksiyöz, immünolojik, çevresel ve kromozomal düzensizlikler bulunmaktadır. Özellikle gebeliğin erken dönemlerinde meydana gelen düşüklerde, kromozomal anormalliklerin rolü daha büyüktür.

Kromozomal Translokasyonlar ve Düşükler

Kromozomal düzensizlikler, sayısal ve yapısal olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Sayısal anomaliler arasında trizomi, monozomi ve poliploidi gibi durumlar yer alırken, yapısal anomaliler translokasyon, delesyon, inversiyon ve ring kromozomları gibi morfolojik değişiklikleri içerir. Yapısal kromozom anomalileri içinde en sık rastlananlar translokasyonlardır. Translokasyonlar, resiprokal ve robertsonian olmak üzere iki ana tipe ayrılır.

Resiprokal translokasyonlar, iki farklı kromozom arasında karşılıklı parça değişimini ifade eder. Dengeli resiprokal translokasyon taşıyıcıları genellikle fenotipik olarak normaldir; ancak bu bireyler, dengesiz gamet üretme riski taşırlar. Bu durum, tekrarlayan düşükler, ölü doğumlar veya konjenital anomalili bebek sahibi olma riskini artırır.

Kromozom Analizi


Prenatal Sitogenetik Tanının Önemi

Dengeli translokasyon taşıyıcısı olan ebeveynlerin, dengesiz kromozom yapısına sahip fetüs oluşturma riski %10-15 arasında değişmektedir. Bu nedenle, bu tür taşıyıcılığı olan çiftlerin her gebeliklerinde prenatal sitogenetik tanı yapılması önerilir. Amniyosentez veya koryon villus örneklemesi gibi yöntemlerle elde edilen fetal hücrelerde kromozom analizi yapılarak, olası kromozomal anomaliler tespit edilebilir.

Sonuç

Tekrarlayan düşüklerin altında yatan nedenlerin belirlenmesi, uygun genetik danışmanlık ve tanı yöntemleriyle mümkündür. Dengeli translokasyon taşıyıcısı olan bireylerin, gebelik planlaması öncesinde ve sırasında genetik danışmanlık alması, sağlıklı bir gebelik süreci için kritik öneme sahiptir.

Kaynaklar:

  • Gardner RJM, Sutherland GR. Chromosome Abnormalities and Genetic Counseling. 5th ed. Oxford University Press; 2020.

  • Shaffer LG, Bejjani BA. Cytogenetic Microarray Analysis for Diagnosing Congenital Anomalies. Nat Rev Genet. 2021;22(3):147-159. doi:10.1038/s41576-020-00305-2.

  • McKinlay Gardner RJ, Amor DJ. Human Chromosome Variation: Heteromorphism and Polymorphism. 2nd ed. Springer; 2021.

  • American College of Medical Genetics and Genomics (ACMG). Guidelines for Chromosomal Abnormalities in Pregnancy. Genet Med. 2020;22(4):631-635. doi:10.1038/s41436-019-0731-1.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amyotrofik Lateral Skleroz, ALS Genetik mi?

Prematür Ovarian Yetmezlik, Erken Menopoz

Spinal Müsküler Atrofi (SMA): Genetik Temeller, Klinik Bulgular ve Tedavi Seçenekleri