Gen Terapisi Nedir? Somatik ve Germline Tedavi Yöntemleri, CAR-T ve Yeni Nesil Uygulamalar

Resim
Gen Terapisi: Genetik Hastalıkların Geleceğe Taşınan Umudu Gen terapisi , mutasyona uğramış genlerin düzeltilmesi veya fonksiyonel genlerin ilgili dokuya aktarılması yoluyla hastalıkların tedavi edilmesini hedefleyen deneysel bir biyoteknolojik yaklaşımdır. 2024 itibarıyla bazı gen tedavileri klinik uygulamalara geçmiş olsa da, çoğu hâlâ araştırma ve klinik deneme aşamasındadır. Başta kistik fibroz, Duchenne müsküler distrofi, hemofili, talasemi ve orak hücre anemisi gibi monogenik (tek gen hastalığı) bozukluklar olmak üzere, kanser ve viral enfeksiyonlar gibi edinsel hastalıklar da gen tedavisinin hedefi haline gelmiştir. Gen Terapisinin Temel Yöntemleri Gen tedavisinde yaygın olarak kullanılan yöntemlerden biri, rekombinant DNA teknolojisi ile oluşturulmuş genetik materyalin, bir vektör aracılığıyla hedef hücrelere taşınmasıdır. Bu vektörler sıklıkla modifiye edilmiş adenovirüs , lentivirüs , AAV (adeno-associated virus) gibi viral taşıyıcılardır. Alternatif olarak, plazmidler,...

Aşk Genetik mi?


              Aşık olmak, genetik yapımızın kontrolündedir. Aşk üzerinde serotonin ve dopamin metabolizması etkilidir. Serotoninin hücre içine taşıması kolay olan bireyler aşklarını daha aşk gibi tutkulu, şiddetli ve ateşli yaşarlar ve bu kişiler daha sık ve kolay aşık olduklar. Bu kişilerde serotonin reseptörlerini kodlayan genler daha kısadır. Uzun gene sahip olan kişiler ise duygularını daha az belli ederler, daha sakin ve dingin bir şekilde aşklarını yaşarlar. Bu kişilerin serotonin reseptör genleri daha uzun protein kodlarlar. Sevgi gibi, aşk gibi birçok özelliğimiz, tüm davranış kalıplarımızın belirlendiği içerisinde genetiğin de yer aldığı oldukça kompleks bir mekanizma sonucunda ortaya çıkar.
             İnsan bağışıklık sisteminde rol oynayan bazı genlerin, eş seçiminde ve doğru eşi bulma konusunda bizleri yönlendirdiği bilinmektedir. Aşk hormonu adıyla anılan oksitosin hormonu annelik davranışı, eşler arası bağlanma, endişenin giderilmesi, olumlu ruh hali, koku hafızası, doğum ve emzirme sırasında oto uyarım gibi etkilere sahiptir. Oksitosinin vücuttaki eksikliği veya fazlalığı otizm, frajil x sendromu gibi davranışsal hastalıklarda kritik rol oynuyor.  Oksitosin hormonunun yetersizliğinde eşler romantik ancak umursamaz birer aşık olabiliyorlar. Yani birbirlerinin sorunlarına empati ile yaklaşmıyorlar. Bu kişilerin oksitosin hormon reseptörlerinin genetik olarak farklı varyantlarının olduğu düşünülmektedir. Genetik olarak oksitosini daha iyi tutan reseptörlere sahip kişiler daha bağlı, sevgi dolu, sahiplenici özelliklere sahiptirler.
Aşk ve Genetik

             Genetik bağlantısı olan iki aşk tipi günümüzde dikkat çekmektedir. Bunlar ‘Eros’ ve ‘Mania’ olarak adlandırılırlar. Eros, fiziksel cazibeye dayalı, mania ise sahiplenici, kıskanç ve zedeleyici özelliklere sahiptir. Eros tarzı aşk yaşayan insanlarda dopamin miktarı azalıyor ve ödül alma ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu ihtiyacı karşılamak için birer tutkulu aşığa dönüşüyorlar. Mania tarzı aşklarda yaşanan sorun ise serotonini düzenleyen gendeki mutasyondan kaynaklanır. (Obsesif Kompulsif bozukluk yaşayan hastalarda da aynı durum görülür.) Takıntılı, sarsıcı, kıyıcı tarzda bir aşk söz konusudur. Özellikle son yıllarda ciddi artış gördüğümüz kadın cinayetlerine bakacak olursak, Türk erkeklerinin mania tipi aşık oldukları söylenebilir. Daha net konuşmak için Türk erkeklerinde serotonin genleri analiz edilmelidir.
Aşık olduğumuz kişileri genlerimiz belirler. Doğadaki temel amaç sağlıklı, güçlü, donanımlı çocuklar dünyaya getirmektir. Anne babanın gen farklılığı ne kadar çoksa doğacak çocuk o kadar sağlıklı olur. Doğada farklı genlere sahip çiftler birbirlerini daha çekici bulurlar. Birbirlerine aşık olma eğilimleri daha yüksektir. Bu da oksitosin hormonu ve limbik sistemler ilgilidir. Koku duyusu limbik sistemde işlenir. Özellikle genetik uyumlu partner seçiminde koku duyusu çok önemlidir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amyotrofik Lateral Skleroz, ALS Genetik mi?

Prematür Ovarian Yetmezlik, Erken Menopoz

Spinal Müsküler Atrofi (SMA): Genetik Temeller, Klinik Bulgular ve Tedavi Seçenekleri