- Tek bir hücrede binlerce mitokondri ve tek bir mitokondride yaklaşık 10 civarında mtDNA kopyası kromozomlar halinde yer alır.
- 16.569 bç'den oluşmuştur. %66'sı protein kodlamaktadır.
- Mutasyonlara nükleer DNA (ncDNA)'dan 10 kat daha fazla açıktır.
- 37 gen içerir.
- 13 gen-polipeptid
- 22 gen-tRNA
- 2 gen-rRNA sentezinde görevlidir.
- Sirküler yapıdadır.
- Çift zincirli olup kendi kendini eşleme kapasitesine sahiptir.
- Eşleşme sırasında rekombinasyon görülmez.
- Tamir mekanizmalarının yer almadığı düşünülse de günümüzde yapılan çalışmalarda yeni birtakım tamir mekanizmaları ortaya konmaya başlanmıştır.
- Maternal kalıtılır. Tüm bireyler mtDNA'larını annesinden almıştır. Etkilenmiş bir annenin tüm çocukları risk altındadır.
- Y kromozomuyla birlikte evrim, filogenetik çalışmalar, polimorfizm çalışmalarında kullanılmaktadır.
- Yaklaşık 59 hastalıktan sorumludur.
- ncDNA'nın aksine intron içermezler.
- Her mitokondride etkilenmiş ve etkilenmemiş mtDNA'lar bulunmasına heteroplazmi denir.
- Homoplazmiye eğilim söz konusudur. Yani kuşaktan kuşağa aktarım ve yaşla birlikte kişinin vücut hücrelerinde mutant mtDNA sayısı artış gösterek tümü mutant hale gelebilir. Homoplazmi tam tersi şekilde mutasyonun tamamen yok olması şeklinde de karşımıza çıkabilir.
- İlgili hastalıklar iskelet kası, kalp, böbrek endokrin bezler, santral sinir sistemi gibi daha çok enerji gerektiren dolayısıyla bol miktarda mitokondri içeren dokularda bulgu vermektedir. Geniş fenotip yelpazesine sahiptir.
- mtDNA'nın her iki zinciri de anlatıma katılır.
- ncDNA'dan bazı aminoasit kodonları farklılık gösterir.
- Mitokondriyal proteinlerin yaklaşık %90'ı ncDNA tarafından kodlanmaktadır.
- Mitokondriyal hastalıkların çoğu ncDNA'daki mutasyonlardan köken alır.
https://tibbigenetikdanisma.blogspot.com
5 Ocak 2015 Pazartesi
Mitokondriyal DNA - mtDNA
30 Ocak 2014 Perşembe
Kordosentez nedir?
Kordosentez nedir?
- Gebelik sırasında bebeğin göbek kordonundan kan alınmasıdır. Bu kandaki hücreler ya da serumunun içindeki kimyasal maddelerden faydalanılarak bebeğinizin bazı hastalıkları araştırılır. Ultrasonografi eşliğinde, bebeğin ve kordonun rahim içindeki yerleşimi kontrol edildikten sonra özel bir iğne ile Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı tarafından alınır. İşlem birkaç dakika sürer. Alınan kan bebeğin kanının çok az bir kısmıdır.
Kordosentez hangi gebelik haftalarında yapılır?
Kordosentez hangi durumlarda yapılır?
·Gebe yaşının 35 ve üstünde olması
·İkili tarama testinde yüksek risk saptanması
·Üçlü tarama testinde yüksek risk saptanması
·Ultrasonografide bebekte anormal bulgu saptanması
·Aile hikayesinde zihinsel veya bedensel özürlü birey olması. Bu durumun öncelikle bir genetik uzmanı tarafından değerlendirilmesi ve kordosentez için gerekçe olup olmadığına karar vermesi gereklidir.
·Gebeliğinin ilk üç ayı içinde, iki veya daha fazla gebelik kaybı olması
·Sebebi bilinmeyen ölü doğum veya yenidoğan ölüm hikayesi olması
·Cinsiyete bağlı geçiş gösteren hastalık riski olması
·Geç başvuru
·Bazı immunolojik ve hematolojik hastalıklar
Kordosentezin riskleri nelerdir?
- Yaklaşık her 100 kordosentez işleminde bir ya da iki gebelik kaybı (1/100). Genellikle geçici kasılma ve kramplar, amniyotik sıvı sızıntısı veya kanama. Nadir olarak enfeksiyon gözlenebilir. Son derece az olan bebeğin fiziksel zarar görmesi riski de mevcuttur. Kan grubu uyuşmazlığının varlığında gerekli önemlemler alınmalıdır. Testin tekrar edilmesi söz konusu olabilir.
Tetkikin güvenilirliği nedir?
- Bu çalışmada kromozom hastalıklarının tespit başarısı %99 olarak bildirilmektedir. Sonucun yanıltıcı olabileceği haller; kana anne hücrelerinin karışması ya da bebek yerine annenin kanının alınması (maternal kontaminasyon), bebekte hemnormal hem anormal hücrelerin olması (mozaisizm), bebeğin hücreleri laboratuarda çoğaltılırken oluşan kromozomal hasarlara (yalancı mozaisizm) bağlıdır. Kromozom analizi ile tüm genetik hastalıklara tanı konulamaz. Ayrıca bu test her tür özürlülük ve hastalığı göstermez. Bazı genetik hastalıklar, sakatlıklar ve zeka özürleri bebeğin kromozomları normal olmasına karşın gözlenebilir. Alınan kan hücreleri genetik laboratuarına gönderilir. Kan hücreleri çoğaltılır. 1 haftalık bir bekleme süresinden sonra hücreler özel yöntemlerle boyanır. Mikroskop altında incelenir. Ayrıca başka genetik ve kromozom hastalıklarına da bu şekilde tanı koyulabilir. Ancak bazı genetik hastalıklar vardır ki daha özel, uzun süren ve pahalı yöntemlerle tanınabilirler. Bu sürecin bir kısmı gebelik öncesi tamamlanmış olmalıdır. Yani bebekte ailede mevcut bir genetik hastalığın tespit edilmesi amaçlanıyorsa gebelik öncesi neden olan mutasyonun tespit edilmiş olması gerekir. Gebelik sırasında bu sürecin tamamlanması zaman açısından çok büyük bir ihtimalle tamamlanamayacaktır. Bu nedenle önceki çocuğunda hastalık, ailede hastalık, önceki gebelikte anomali gibi durumlarda gebelik öncesi tıbbi genetik uzmanıyla görüşülüp sürecin detaylı öğrenilmesi gerekmektedir. Bu hastalıklar için ancak ailede daha önce başka birinde ortaya çıktıysa, ultrasonda bu hastalığı düşündürecek bir bulgu varsa araştırma yoluna gidilir. Bilinmelidir ki bu hastalıkların tümü gebelikte bulgu vermemektedir. Ayrıca bulgu verebilecek hastalıklar da ultrasonda görülemeyebilir. En iyi ultrason cihazının ve hekimin gebelikte anomalileri tespit etme oranı en fazla %60’dır.
Koryonik Villus Biyopsisi CVS nedir?
Koryonik Villus Biyopsisi CVS
nedir?
- CVS
bebekle aynı genetik yapıya sahip olan plasentadan (fetusun eşi)
bir miktar doku alınması işlemidir. İlk olarak ultrason ile bebeğin
ve plasentanın pozisyonu kontrol edilir. Sonrasında ince bir
iğne yardımıyla karın bölgesindeki deri ve rahim
duvarından geçilerek plasentaya girilir ve istenilen doku alınır.
Ultrason iğnenin doğru yere girmesi için doktorunuza yardımcı olmak amacıyla
kullanılır. İğne yardımıyla bir miktar doku alınır ve test için
laboratuvara gönderilir.
Koryonik Villus Biyopsisi
CVS sırasında iğne ile bebeğin teması söz konusu mudur?
- Bu
işlem sırasında bebeğe dokunulmaz. Bebekten parça alma işlemi değildir.
CVS sonucu enfeksiyon gelişir mi?
- İşlem
ameliyathane koşullarında steriliteye uygun bir şekilde yapılır.
Enfeksiyon riski en aza indirgenir. Ancak "asla enfeksiyon
olmaz" demek mümkün değildir. Sonuçta CVS dışarıdan yapılan bir
müdahaledir, bir girişimdir. En basit enjeksiyon işleminde bile enfeksiyon
riski vardır. Önemli olan sterilite kurallarına uymak ve riskleri minimuma
indirmektir. Her tıbbi girişimde olduğu gibi istenmeyen komplikasyonlarla
karşılaşılabileceği bilinmelidir.
CVS gebeliğin kaçıncı
haftalarında yapılır?
- 11-14.
gebelik haftaları arasında yapılabilir. Ama tıbbi gereklilik
halinde daha erken ya da daha geç
haftalarda yapılabilir.
Koryonik villus biyopsisinin
riskleri nelerdir?
- Yaklaşık
her 100 işlemden birinde gebelik kaybı (1/100) Kasılma ve kramplar.
Genellikle geçicidir. Enfeksiyon. nadir
olarak gözlenir. Bebeğin fiziksel zarar görmesi. Bu risk son derece
azdır. Kan grubu uyuşmazlığı. Testin tekrar edilmesi. Verilecek
genetik sonuç kromozom sayı ve yapı anormalliklerini gösterir, gen
defektleri hakkında bilgi vermez. Fetus cinsiyeti size bildirilmez. Ayrıca
%2 oranında hafif kanama olabilir. Genelde bu riskli dönem işlem sonrası
ilk dört haftayı kapsar.
Koryonik villus biyopsisi
sırasında hissedilen ağrının derecesi nedir?
- Ağrı
hissi mevcut olup genellikle ek uyuşturma ile bu sorun kısmen
giderilebilmektedir. Ultrasonografi incelemesini takiben cilt temizliği
yapılır ve steril iğne fetusa zarar vermeyecek bir bölümden karın
tabakalarının içinde ilerletilir. Bir enjektör yardımı ile villuslar
gerektiği kadar aspire edilir ve laboratuvara gönderilir. Standart sonuç
verme zamanı genellikle 15-20 gün arasında değişir.
- Kromozom hastalıklarının tespit başarısı %98 olarak bildirilmektedir. Sonucun yanıltıcı olabileceği hallerden en sık görülenleri; dokuya anne hücrelerinin karışması (maternal kontaminasyon), bebekte hem normal hem anormal hücrelerin olması (mozaisizm), bebekte olmayan ama sadece plasentada olan kromozom değişiklikleri (plasentayla sınırlı mozaisizm) bebeğin hücreleri laboratuarda çoğaltılırken oluşan kromozomal hasarlara (yalancı mozaisizm) bağlıdır.Kromozom analizi ile tüm genetik hastalıklara tanı konulamaz. Ayrıca bu test her tür özürlülük ve hastalığı göstermez. Bazı genetik hastalıklar, bedensel ve zeka özürleri bebeğin kromozomları normal olmasına karşın gözlenebilir. Kromozom analizi dışında da tetkik yapılacaksa her bir tetkik için bu başarı oranı değişir.
CVS yapılması şart mıdır? Bu riskli işlemi neden
yaptırayım ki? "Doktor! Sence yaptırayım mı?"
- İşlemin yapılıp yapılmama kararını kesinlikle aile vermelidir. Hekim riskleri aileye bildirmeli ve tarafsız bir şekilde işlemin yapılıp yapılmaması durumlarında ailenin karşılaşabileceği durumlar tek tek anlatılmalıdır.Aile her durumda risk alacaktır. Hangi riski göze aldığı kararı ailenin kendi beklentisine kalmıştır.
- Genetik
ya da kromozomal bir hastalığa sahip çocuk riski
- CVS’nin neden olabileceği riskler
- Aile şunu unutmamalı ve hekiminden kendilerini yönlendirmesini beklememelidir.
- Bebek sizin bebeğinizdir. Onu büyütüp koruyup kollayacak, onun tüm sorumluluğunu alacak olan sizlersiniz. Dolayısı ile bu karar tamamen sizlerin. Şunu unutmayın ki en sağlıklı gebelik bile birçok riski içinde barındırır.
CVS'in en önemli avantajı gebeliğin erken haftalarında
uygulanması nedeniyle gebelik fazla ilerlemeden tanı konmasına imkan
vermesidir. Böylelikle gebeliğin devamına ve sonlandırılmasına aileler daha
erken gebelik haftalarında karar verir.
28 Ocak 2014 Salı
Mendel Yasaları
1.Ayrılma
yasası:Bir bireyde üreme
hücreleri (gametler) oluşurken; allel genler ayrılarak, faklı hücrelere gider. Segregasyon yasası
2.Bağımsız
kalıtım yasası: Bir bireyde üreme hücreleri
oluşurken; genler, birbirlerine bağımlı kalmadan yavru hücrelere geçerler. Bu
yasa, sadece farklı kromozomlar üzerinde (bağımsız
genler) bulunan genler için geçerlidir. Aynı kromozomlar üzerinde
bulunan bağlı genlerde, krossing-over gerçekleşmezse bu yasa
geçersizdir.
3.Birleşme
yasası: Eşitlik üniformite- Döllenme olayı ile allel genler tekrar bir araya gelir.
4.Gizli
kalma yasası: Anne ve babanın fenotipinde olmayan bir karakter, yavru
bireylerde ortaya çıkabilir. Çünkü anne ve babada gizli
kalan çekinik genler olabilir
5.Benzerlik
(izotipi)
yasası: Farklı fenotipe sahip, iki saf
dölün çaprazlanmasından oluşan yavru bireylerin,hepsinin fenotip ve genotipi aynı olur.
Mendel:
•Kromozomlar
•Bağlı genler
•Cinsiyete bağlı kalıtım
•Eş baskınlık
•Eksik baskınlık
•Çok allellilik
•Kan grupları
•Mayoz bölünme
•Kromozomlarda ayrılmama-nondisjunction konuları hakkında çalışmalar
yapmamıştır.
İnsan Genom Projesi nedir?
Genom, bir organizmanın DNA'sının tamamı olarak ifade edilir, hücredeki genetik materyalin tümüdür. Organizmanın yapı ve aktivitelerini içeren tüm bilgiler insan genomunda saklıdır. 2003 yılında insan genomu haritalaması tamamlanmış olup, tıpta hastalıkların teşhis, tedavi ve önlenmesinde bir kılavuz olarak yerini almıştır. Ancak genom üzerindeki değişiklikler tam anlamıyla ne ifade eder? Hangi değişiklikler hastalık yapar, hangileri yatkınlık yapar, bu bilgiler zamanla hastalar üzerinde yapılacak çalışmalarla oturacaktır.
İnsan Genom Projesi |
26 Ocak 2014 Pazar
Cinsiyet Kromozom Anomalileri
Prenatal tanı endikasyonu, yaklaşık
olarak tüm gebeliklerin %8’inde bulunmaktadır. Fetal karyotipleme
endikasyonlarının başında; tarama testlerinde risk artışı, ileri anne yaşı,
prenatal ultrasonografide saptanan yapısal anomaliler, kromozom anomalisi olan
çocuk öyküsü ve çiftlerden birinde bilinen kromozom translokasyonu gelir. Günümüzde
bilinen en sık endikasyon ileri anne yaşıdır. Fetal karyotipleme
yapabilmek için invaziv yöntemler kullanılmaktadır. Gebelik haftasına göre, invaziv
yöntemlerden amniyosentez, koryonik villus örneklemesi (CVS) veya kordosentez
tercih edilmektedir. Bunlar içinde en fazla kullanılan yöntem amniyosentezdir. Prenatal dönemde saptanan kromozom anomalilerinin yaklaşık %90’ını 13, 18,
21 ve cinsiyet kromozomlarının sayısal anomalileri (anöploidiler)
oluşturmaktadır. Cinsiyet kromozom anomalileri, otozomal
kromozomlardaki gibi, sayısal veya yapısal olabilir. Bozukluklar tüm hücrelerde
veya mozaik olabilir. Cinsiyet kromozom anomalileri, insanda en sık rastlanan
genetik bozukluklardan biridir ve 400’de veya 500’de bir canlı doğumda görülür.
Cinsiyet kromozomu bozukluklarında fenotipik özellikler, otozomal kromozom
bozukluklarına göre daha hafiftir. Bunun nedeni olarak da, X kromozomu
inaktivasyonu ve Y kromozomunda gen içeriğinin daha az olması sorumlu
tutulmuştur. Canlı doğumda veya fetal dönemde saptanan en sık cinsiyet
kromozomu bozukluğu trizomilerdir (XXX, XXY, XYY). Cinsiyet kromozomu
trizomilerine spontan düşüklerde nadiren rastlanırken, X kromozomu monozomisi
(Turner Sendromu) spontan düşüklerde en sık saptanan kromozomal anomalidir.
Cinsiyet kromozomlarının yapısal anomalilerine ise daha az sıklıkta rastlanır.
Cinsiyet kromozomu anomalilerinde mozaisizm, otozomal kromozom bozuklarına göre
daha sıktır ve bu durum, bazı hastalarda fenotipik özelliklerin daha hafif
gözlenmesi ile ilişkilidir.
Prenatal tanı endikasyonu, yaklaşık olarak tüm gebeliklerin %8’inde bulunmaktadır. Fetal karyotipleme endikasyonlarının başında; tarama testlerinde risk artışı, ileri anne yaşı, prenatal ultrasonografide saptanan yapısal anomaliler, kromozom anomalisi olan çocuk öyküsü ve çiftlerden birinde bilinen kromozom translokasyonu gelir. Günümüzde bilinen en sık endikasyon ileri anne yaşıdır. Fetal karyotipleme yapabilmek için invaziv yöntemler kullanılmaktadır. Gebelik haftasına göre, invaziv yöntemlerden amniyosentez, koryonik villus örneklemesi (CVS) veya kordosentez tercih edilmektedir. Bunlar içinde en fazla kullanılan yöntem amniyosentezdir. Prenatal dönemde saptanan kromozom anomalilerinin yaklaşık %90’ını 13, 18, 21 ve cinsiyet kromozomlarının sayısal anomalileri (anöploidiler) oluşturmaktadır. Cinsiyet kromozom anomalileri, otozomal kromozomlardaki gibi, sayısal veya yapısal olabilir. Bozukluklar tüm hücrelerde veya mozaik olabilir. Cinsiyet kromozom anomalileri, insanda en sık rastlanan genetik bozukluklardan biridir ve 400’de veya 500’de bir canlı doğumda görülür. Cinsiyet kromozomu bozukluklarında fenotipik özellikler, otozomal kromozom bozukluklarına göre daha hafiftir. Bunun nedeni olarak da, X kromozomu inaktivasyonu ve Y kromozomunda gen içeriğinin daha az olması sorumlu tutulmuştur. Canlı doğumda veya fetal dönemde saptanan en sık cinsiyet kromozomu bozukluğu trizomilerdir (XXX, XXY, XYY). Cinsiyet kromozomu trizomilerine spontan düşüklerde nadiren rastlanırken, X kromozomu monozomisi (Turner Sendromu) spontan düşüklerde en sık saptanan kromozomal anomalidir. Cinsiyet kromozomlarının yapısal anomalilerine ise daha az sıklıkta rastlanır. Cinsiyet kromozomu anomalilerinde mozaisizm, otozomal kromozom bozuklarına göre daha sıktır ve bu durum, bazı hastalarda fenotipik özelliklerin daha hafif gözlenmesi ile ilişkilidir.
X Kromozomu |
Y Kromozomu |
Cinsiyet kromozomu bozukluğu olan kişilerde çoğunlukla hafif gelişimsel
bozukluklar olduğu için, fetusta bir cinsiyet kromozom anomalisi saptanması,
ebeveynlerin terminasyon kararı vermesini zorlaştırır. Cinsiyet kromozom
anöploidilerinden en iyi tanımlanmış dört sendromda (Klinefelter Sendromu,
Turner Sendromu, Trizomi X, XYY) klinik, infertilite veya gelişim anomalisi ile
sınırlıdır.
İnsanda ilk tanımlanan cinsiyet kromozom anomalisi 1/1000 canlı erkek
doğumda görülen Klinefelter Sendromu (47,XXY)’dur. Bu sendromun başlıca
bulguları; ince yapılı, uzun boylu, uzun ekstremiteli fenotip, hipogonadizm,
seks karakterleri gelişiminde gerilik, küçük testislerdir. Bireylerin hemen
hemen hepsi infertildir ve erişkin yaşa gelip infertilite nedeniyle
başvurduklarında tanı konur. Bu olgularda zeka geriliği gözlenmemesine karşın,
sözel anlama ve uygulama düzeyleri normal erkeklerden daha düşüktür. Ayrıca,
fenotipik görünümleri nedeni ile de psikososyal uyumsuzluklar görülebilmektedir.
İnsanda yaklaşık 4000 canlı dişi doğumda bir görülen Turner Sendromu
(45,X)’nda ise fenotipik özellikler daha belirgindir. Tipik bulguları; kısa
boy, gonadal disgenezis, boyunda yelelenme, düşük ense saç çizgisi, ayrık meme
başları, kardiyak bozukluklar ve renal bozukluklardır. Fetal hayatta ultrasonda
kistik higroma şeklinde kendini belli edebilir. Turner Sendrom’lu olguların
zeka düzeyleri normal veya normalin üzerindedir. Sözel olmayan IQ puanları,
sözel IQ puanlarından daha düşük olabilir. Turner Sendromlu fetusların %99’u
terme kadar abortus ile sonuçlanır.
Triple X adıyla da bilinen Trizomi X (47,XXX), 1000 dişi doğumda bir sıklıkta
görülen, çoğunda fenotipik bir anormalliğin bulunmadığı bir cinsiyet kromozom
anöploidisidir. Bazı olgular ortalamadan daha uzun boylu olabilir, çoğu vaka
infertilite nedeni ile başvurduğunda tanı alır. Trizomi X tanısı alan kişilerin
%70 kadarında öğrenme problemleri görülür.
Diğer bir sık görülen cinsiyet kromozom anomalisi 47,XYY Sendromu’dur ve
yaklaşık 1000 canlı erkek doğumda bir karşımıza çıkar. Bu sendrom saptanan
kişilerin normal erkek fenotipinden farklı bir fenotipleri yoktur, zeka düzeyleri
normaldir. Fakat, bu olgularda eğitim ve davranış ile ilgili problemler
gözlenebilmektedir. Fetusta 47,XYY saptanması durumunda genetik danışmanlık ve
ebeveynlerin terminasyon kararı oldukça güçtür. İleri anne yaşı olduğunda tüm trizomilere yatkınlık artmaktadır. Belirgin dismorfik özellikleri ve zeka geriliği görülmediği için, 47,XXX ve
47,XYY sendromları sıklıkla tesadüfen prenatal tanıda veya infertilite nedeni
ile başvuran çiftlerde saptanmaktadır. Cinsiyet kromozom anomalileri, genellikle zeka geriliği yapmadığı için ve
ağır bir fenotipik bozukluk yaratmadığı için, prenatal tanıda saptandığında
genetik danışması zor olan ve ebeveynlerin terminasyonu isteyip istemediklerine
karar vermelerinde güçlük oluşturan durumlardır.
Tekrarlayan Gebelik Kayıplarında Kromozomal Anomaliler
Tüm gebeliklerin %10-20'sinin düşük ile sonuçlanmaktadır. Anatomik, endokrinolojik, enfeksiyöz, immünolojik, çevresel ya da kromozomal düzensizlikler gibi birçok farklı nedenlerle oluşabilmektedir. Ne kadar erken oluşursa kromozomal kaynaklı olma olasılığı o kadar fazladır. Düşük materyalinden yapılan sitogenetik çalışmalarda, 1. trimester düşüklerin (ilk üç ay) yaklaşık olarak %50-60’ında, 2. trimester (4-6 ay) düşüklerin %10-15’inde, 3. trimester (son üç ay) ölü doğumlarının ise %5’inde kromozomal anormalliklere rastlanmıştır.
Kromozomal Translokasyonlar
Kromozomal düzensizlikleri sayısal ve yapısal olarak sınıflamak mümkündür. Gametogenezdeki (üreme hücreleri oluşurken) kromozomal hatalar trizomi, monozomi, poliploidi gibi total kromozom sayısında gerçekleşen normalden sapmalar olarak tanımlanabilir. Yapısal anomaliler ise translokasyon, delesyon, inversiyon ve ringler gibi kromozomun kendisinde gerçekleşen morfolojik patolojilerdir. Yapısal kromozom anomalileri içerisinde en sık translokasyonlar. Translokasyonlar içerisinde ise resiprokal ve robertsonian tipi translokasyonlar görülmektedir. Genel olarak iki ya da daha fazla düşük öyküsü olan çiftlerde, çiftlerden birinde bu kromozomal düzensizliklerin yaklaşık %5-7'sini yapısal kromozom düzensizlikleri oluşturmaktadır. En sık olarak da resiprokal tipi dengeli translokasyona rastlanıldığı ve görülme sıklığının % 0‘dan % 14 ‘e kadar değişen oranlarda olduğu bilinmektedir. Dengeli resiprokal translokasyon taşıyıcısı bireylerde genetik bilgi farklı olarak yeniden düzenlenmiş olsa da eksiksiz olarak bulunmaktadır. Bu nedenle dengeli resiprokal translokasyon taşıyıcı bireyler fenotipik olarak normal, ancak kromozomal olarak dengesiz gamet üretme ve progeni yönünden anlamlı oranda artmış riske sahiptirler. Dengeli resiprokal translokasyon taşıyıcısı anne veya babada gametler oluşurken 1. mayoz bölünmede 4 kromozom 2 yavru hücreye çeşitli şekillerde (Alternate, Adjacent 1, Adjacent 2) dağılarak segregasyona uğramakta ve gametleri oluşturmaktadır. Alternate segregasyonda iki derivatif kromozom bir yavru hücreye, 2 normal kromozom diğer yavru hücreye gitmektedir. Sonuçta oluşan gametlerin yarısı dengeli translokasyon kromozomu taşıyıcısı olurken diğer yarısı normal kromozom içeriğine sahip olmaktadır. Adjacent 1 ve 2 segregasyonda oluşan gametler dengesiz kromozom içeriğine sahip parsiyel trizomik ürünler oluşturmaktadır. Resiprokal translokasyon taşıyıcılığı ile uyumlu olan çiftlerin tüm gebelikleri düşük, intrauterin fetal ölüm, konjenital anomalili bebek, kromozomal olarak dengeli translokasyon taşıyıcısı fakat normal fenotipli bebek veya tamamen sağlıklı bebek olasılıklarına sahiptir.1, 3, 7, 17, 19 ve 22 numaralı kromozomların resiprokal translokasyonlarının embriyo ölümlerine yol açtığı, oysa 5, 9, 14 ve 21 numaralı kromozomların resiprokal translokasyonlarının yeni doğan ölümleri ile sonuçlandığı bildirilmektedir. Dengeli kromozal düzensizlik, bu düzensizliği taşıyan ebeveynlerde dengesiz kromozal düzensizliği olan fetüs oluşturma riskinin %10-15 olması nedeniyle, prenatal sitogenetik tanı endikasyonları içinde önemli bir grubu oluşturmaktadır. Bu da resiprokal translokasyon saptanan ebeveynlerin sonraki tüm gebeliklerinde prenatal sitogenetik tanı gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Tüm gebeliklerin %10-20'sinin düşük ile sonuçlanmaktadır. Anatomik, endokrinolojik, enfeksiyöz, immünolojik, çevresel ya da kromozomal düzensizlikler gibi birçok farklı nedenlerle oluşabilmektedir. Ne kadar erken oluşursa kromozomal kaynaklı olma olasılığı o kadar fazladır. Düşük materyalinden yapılan sitogenetik çalışmalarda, 1. trimester düşüklerin (ilk üç ay) yaklaşık olarak %50-60’ında, 2. trimester (4-6 ay) düşüklerin %10-15’inde, 3. trimester (son üç ay) ölü doğumlarının ise %5’inde kromozomal anormalliklere rastlanmıştır.
Kromozomal Translokasyonlar |
Kromozomal düzensizlikleri sayısal ve yapısal olarak sınıflamak mümkündür. Gametogenezdeki (üreme hücreleri oluşurken) kromozomal hatalar trizomi, monozomi, poliploidi gibi total kromozom sayısında gerçekleşen normalden sapmalar olarak tanımlanabilir. Yapısal anomaliler ise translokasyon, delesyon, inversiyon ve ringler gibi kromozomun kendisinde gerçekleşen morfolojik patolojilerdir. Yapısal kromozom anomalileri içerisinde en sık translokasyonlar. Translokasyonlar içerisinde ise resiprokal ve robertsonian tipi translokasyonlar görülmektedir. Genel olarak iki ya da daha fazla düşük öyküsü olan çiftlerde, çiftlerden birinde bu kromozomal düzensizliklerin yaklaşık %5-7'sini yapısal kromozom düzensizlikleri oluşturmaktadır. En sık olarak da resiprokal tipi dengeli translokasyona rastlanıldığı ve görülme sıklığının % 0‘dan % 14 ‘e kadar değişen oranlarda olduğu bilinmektedir. Dengeli resiprokal translokasyon taşıyıcısı bireylerde genetik bilgi farklı olarak yeniden düzenlenmiş olsa da eksiksiz olarak bulunmaktadır. Bu nedenle dengeli resiprokal translokasyon taşıyıcı bireyler fenotipik olarak normal, ancak kromozomal olarak dengesiz gamet üretme ve progeni yönünden anlamlı oranda artmış riske sahiptirler. Dengeli resiprokal translokasyon taşıyıcısı anne veya babada gametler oluşurken 1. mayoz bölünmede 4 kromozom 2 yavru hücreye çeşitli şekillerde (Alternate, Adjacent 1, Adjacent 2) dağılarak segregasyona uğramakta ve gametleri oluşturmaktadır. Alternate segregasyonda iki derivatif kromozom bir yavru hücreye, 2 normal kromozom diğer yavru hücreye gitmektedir. Sonuçta oluşan gametlerin yarısı dengeli translokasyon kromozomu taşıyıcısı olurken diğer yarısı normal kromozom içeriğine sahip olmaktadır. Adjacent 1 ve 2 segregasyonda oluşan gametler dengesiz kromozom içeriğine sahip parsiyel trizomik ürünler oluşturmaktadır. Resiprokal translokasyon taşıyıcılığı ile uyumlu olan çiftlerin tüm gebelikleri düşük, intrauterin fetal ölüm, konjenital anomalili bebek, kromozomal olarak dengeli translokasyon taşıyıcısı fakat normal fenotipli bebek veya tamamen sağlıklı bebek olasılıklarına sahiptir.1, 3, 7, 17, 19 ve 22 numaralı kromozomların resiprokal translokasyonlarının embriyo ölümlerine yol açtığı, oysa 5, 9, 14 ve 21 numaralı kromozomların resiprokal translokasyonlarının yeni doğan ölümleri ile sonuçlandığı bildirilmektedir. Dengeli kromozal düzensizlik, bu düzensizliği taşıyan ebeveynlerde dengesiz kromozal düzensizliği olan fetüs oluşturma riskinin %10-15 olması nedeniyle, prenatal sitogenetik tanı endikasyonları içinde önemli bir grubu oluşturmaktadır. Bu da resiprokal translokasyon saptanan ebeveynlerin sonraki tüm gebeliklerinde prenatal sitogenetik tanı gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)